BAŞLICA HİZMETLERİMİZ
Bilgisayarlı tomografi; x-ışını kullanılarak vücudun incelenen bölgesinin kesitsel görüntüsünü oluşturmaya yönelik radyolojik teşhis yöntemidir. Bu yöntemle klasik röntgenogramlardaki üst üste düşme (superpozisyon) ortadan kaldırılmıştır. Görüntüleri röntgenden çok daha ayrıntılıdır. BT, x-ışınının bilgisayar teknolojisi ile birleşmesinin ürünüdür.
Röntgen, canlı vücudundaki yapıların, özellikle de kemiklerin, X ışınları (röntgen ışınları) kullanılarak görüntülenmesine verilen isimdir. Veteriner Tıpta kullanılan en önemli tanı yöntemlerindendir biri olan röntgen, dokularda gözle görülmeyen sorunların teşhisi için kullanılır. Dokulardan geçerek dokunun sertliğine ya da yumuşaklığına göre bazı gölgeler oluşur. Bundan faydalanılarak gözle görülmeyen dokuların durumunu göstererek teşhis konmasını sağlar.
Bilgisayarlı tomografi nerelerde kullanılır sorusunun yanıtı olarak en iyi karın ve gögüs organlarının tetkikinde kullanıldığı bilinir. Bunun yanında kalp, burun, karaciğer, pankreas, sinüsler ve akciğer hastalıklarında da tercih edilir. Bilgisayarlı tomografiyle biyopsi gibi tedavi ve tanı amaçlı prosedürlerde de yardıcı olunan bu işlem ayrıca omurga ve kemik hastalıklarının tanınmasında da etkilidir.
Diyaliz uygulaması kedi ve köpekler için böbrek fonksiyon bozuklukları ve böbrek yetmezliği tedavisinde başarı ile uygulanan bir tedavi yöntemidir.
Diyaliz tedavisinde amaç, vücutta üretilen ve biriken atık madde ve toksinlerin, işlevi bozulan böbrekler yerine periton zarı (karın boşluğu zarı) kullanarak atılmasını sağlamaktır. Böylece özellikle kayıpların en çok yaşandığı, hastalığın akut döneminde böbreklerin yeterince idrar üretememesine bağlı intoksikasyonların önüne geçilebilmektedir.
Kedilerde diyaliz tedavisinde birçok yöntem olmasına rağmen, en yaygın olarak kullanılan peritonal diyaliz -PD yöntemidir. PD yöntemi ile periton zarının filtrasyon yeteneğinden faydalanarak toksinlerin vücuttan uzaklaştırılması amaçlanır. Böylece zaten fonksiyonu bozulmuş olan böbreklerin daha fazla atık madde ile mücadele etmeye çalışmasının önüne geçilir ve yükü azaltılarak iyileşme sürecine destek sağlanır.
Laparoskopi, abdominal boşluktaki yapıları görüntülemek için kullanılan minimal invaziv bir tekniktir. Laparoskopik girişimlerde öncelikle, abdominal boşluk gaz ile şişirilir, karın duvarı üzerinden bir giriş yeri açılır ve rigit teleskop (laparoskop) periton boşluğunun içerisindeki anatomik yapıları incelemek amacıyla kullanılır. Teleskop yerleştirildikten sonra, biyopsi forsepsi ya da cerrahi aletler, tanı amacıyla veya cerrahi uygulamaları yerine getirmek için birbirine yakın girişler aracılığıyla abdomende kullanılabilir.
Laparoskopi uygulamasının minimal invaziv olması, hastalıkların tanısında doğruluk oranının yüksek olması ve hastanın hızlı iyileşmesi, klasik bir yöntem olan laparotomiye göre laparoskopiyi daha çok tercih edilen bir tanı ve cerrahi tekniği haline getirmiştir. Küçük hayvanlarda laparoskopi öncelikle bir tanı aracı olarak gelişmiştir; ancak minimal invaziv laparoskopik cerrahi işlemlerine olan ilgi arttıkça bu tekniğin kullanımı da ilerlemiştir.
Avrupa Hayvan Hastanesi'nde göz hastalıkları konusunda uzman hekim ve teknolojik ekipman ile detaylı bir muayene gerçekleştirilir.
Gözü oluşturan yapılar tek tek muayene edilir, ilk olarak gözlerdeki simetri ve büyük yapılardaki değişliği gözlemleriz. Karanlık bir odada, oftalmoskop ve büyüteç ile pupil(göz bebeği) deki değişikleri gözlemleriz. Göz yaşı bezlerinin nasıl çalıştığını belirleyen Schimer göz yaşı testini uygulayıp göz yaşı hakkında bilgi edinirken, fluorescein göz boyaması ile korneadaki defektleri belirlemeye çalışırız, göz tonometresi ile göz içersindeki sıvı basıncı (göz tansiyonu) gibi temel testleri uygularız. Retina olarak adlandırılan,gözün arka kamerası fundus kamerası ve direkt oftalmoskop ile buradaki yapıları inceleriz. Görme testi (tehdit refleksi, engel testi v.b.) uygularız. Hastanemizde göz hastalıklarında yardımcı yüksek frekanslı ultrason ile gözün kompartımanlarını ultrason görüntülemeden yardım alırız.
Bu temel testlerin yanında kornea ve konjuktivadan sitoloji ve kültür alarak göz hastalıklarında detaylı hastalık bilgileri ediniriz.
Periodontolojik rahatsızlıklıar, genellikle 2 yaşın üzerinde kedi ve köpeklerde oluşabildiği gibi, çeşitli metabolik rahatsızlık veya hastalıklara bağlı genç hayvanlarda da oluşabilmektedir. Burada bilmemiz gereken önemli nokta, ağız kokusunun ağız içi bir rahatsızlıktan kaynaklanabildiği gibi, sistemik bir rahatsızlıktan da kaynaklanabileceğidir. Dolayısıyla en kısa zamanda veteriner hekimimizin ziyaret edilmesi gerekir.
Hayvanınızın ağzını hiç açtınız mı? Diş sağlığının öneminin bilincinde misiniz? Kedi ve köpeklerin yüzde 80´inin, yaşamlarının bir döneminde, diş dökülmesine yol açan diş ve dişeti sorunu yaşadığını biliyor musunuz?
İnsanlar gibi hayvanlarda fizik tedavi ve rehabilitasyona ihtiyaç duyarlar. İnsan hastalıklarında yapılan fizik tedavide,hayvanlara yapılanla neredeyse aynıdır.
Tıpkı artrit (kireçlenme) hastalığı, bel fıtığı hastalığı v.b. bir çok hastalıktan etkilenen hayvanlara fizik tedavi yardımcı olur. Avrupa hayvan hastanesinde çok çeşitli kas-iskelet sistemi bozuklukları ve nörolojik bozukluğu olan hayvanlara bünyesinde bulundurduğu fizik tedavi konusunda eğitimli veteriner hekim ve teknolojik cihazlarla destek vermektedir.
Her hasta kapsamlı bir muayeneden geçer ve sonrasında hastaya özel olarak hazırlanmış fizik tedavi programı belirlenir, hasta sahibi bilgilendirilir.
Hayvanlarda fizik tedavi çoğu zaman eğlencelidir aynı zamanda hemen hemen ağrısızdır.